Son Dakika Haberleri

Her Yönüyle Kıdem Tazminatı Fonu


Her Yönüyle Kıdem Tazminatı Fonu
Kıdem tazminatı fonunun içeriğinin ne olduğu, kıdem tazminatı fonu ne sonuçlar doğuracak, fondan kaç şekilde ve ne kadar para çıkacak, kamu işçileri için olumsuz yönleri bu ve bunun gibi sorulara Ali Tezel açıklık getirdi.
Getirilmesi düşünülen kıdem tazminatı fonunun olumlu yönleri var olumsuz yönleri ama son günlerde kamuoyunu yönlendirmek için sadece olumlu yönleri ele alınıp, halkın fon taraftarı olması için tava getirme çalışmaları devam ediyor…
Fon’un işçi için olumlu-olumsuz yönleri olduğu gibi işveren için olumlu-olumsuz yönleri de var…
İşçi için olumlu yönleri;
1-Her dönem kıdem tazminatlı olacak
Şu andaki uygulamada, aynı işveren emrinde en az bir tam yıl çalışmış olmak ön şartıyla, işyerinden kıdem tazminatı alacak şekilde işten ayrılmak gerekiyor. Fon gelirse tıpkı SSK primi ödenir gibi işçi adına işvereni her ay Fona para ödeyecek ve işyerinden kıdem tazminatı alacak şekilde ayrılma olmasa bile fonda kişi adına para birikecek. En önemlisi 3-5 ay çalışıp ayrılanın ömrü boyunca kıdem tazminatı alabilme hakkı olmadığı halde fon gelirse olacak.
Çünkü, işveren her işçi için fona her ay fon primi ödeyecek. Özellikle taşaron şirket işçileri ben paramı hangi taşarondan alacağım derdinden kurtulacaklar.
2-Fon kişisel hesap şeklinde olacak
Fon ile ilgili düzenleme henüz tasarı taslağı aşamasında olsa bile getirilmek istenen düzenlemeye göre herkesin fona ödenecek primi kendisine ait olacak ve son beş yıllık ücret ortalamasına göre fona prim ödenen her yıl için bir brüt maaş tutarında ödeme yapılacak.
3-İşveren fona, fon işçiye ödeyecek
İşçi için olumlu yönlerden birisi kıdem tazminatının işverence değil, fon tarafından işçiye ödenecek olmasıdır. İşverenin işçi adına fon primini ödemiş olup olmamasının bir önemi yok. Fon primi işverenden alacağından işvereni fona borçlu olsa bile işçi fondan şartları oluşunca parasını alabilecek. Kıdem tazminatının borçlusu işveren değil fon olacak.
4-Fondan üç şekilde para çıkacak
Şimdiki halde 1475 sayılı (eski) İş Kanunu’nun 14 üncü maddesine göre, en az bir yıl aynı işveren emrinde çalışmış olmak kaydıyla, işten ayrılma halinde yedi hal ortaya çıktığında işçi kıdem tazminatını alabilmekte iken, fon gelirse fondan üç şekilde para alınabilecek.
www.memurhaber.blogspot.com
1- Emekli olunca kendisi,
2- Ölünce geride kalanları,
3- Fonda adına 10 yıl prim ödendiğinde isteği üzerine kendisine,
4-İşçilerin kıdem tavanı artacak
İşçiye son brüt ücreti tutarında her yıl için bir brüt maaş kıdem tazminatı ödeniyor ama bu rakamın tavanı var. Tavan da en yüksek devlet memuru olan başbakanlık müsteşarına ödenen bir yıllık ikramiye kadardır. Bu rakam 2011 yılı ikinci dönemi için 2,731.85 TL.’dir. Ücreti bundan yüksek olsada işçi ancak her yıl için bu kadar tazminat alabilir. Fon gelirse (tasarı değişmezse) SGK’ya bildirilen tavan ücret 5440,50 TL baz alınacağından işçilerin fondan alacakları tazminat da fazla olacak.
İşçi için olumsuz yönleri;
1-Kıdem tazminatı alma halleri azalıyor
Halen, yedi hal oluştuğunda işveren işçiye kıdem tazminatı ödemek zorundadır. İşyerinde en az bir tam yıl çalışmış olmak koşuluyla, bunlar;
1-İşveren tarafından haklı bir sebep olmadan işten çıkartılırsa,
2. İşçi haklı bir sebeple işi bırakırsa,
3. Erkek çalışanlar askerlik için işi bırakırsa,
4. Emekli olmak amacıyla işçi işi bırakırsa,
5. Emeklilikte diğer şartları tamamlayıp, tamamlaması gereken yaşı evinde geçirmek isteyen işçi işi bırakırsa, (15 yıllık sigortalılık süresi ve bu süre içinde 3600 günü varsa işçinin isteği üzerine,)
6-Kadın işçinin evlendikten sonraki bir yıl içinde işi bırakırsa,
7-İşçinin ölmesi,
hallerinde her çalışma yılına bir brüt maaşları tutarında kıdem tazminatı ödenir.
Fon gelirse bu haller azalacak, mesela askere giden, 15 yılı tamamlayan, evlenen veya işten çıkan ve çıkarılan işçi kıdem tazminatı alamayacak.
2-İşsizlik devresi parasız geçecek
Kıdem tazminatının en önemli işlevlerinden birisi işçinin gerek işten çıkma ve gerekse çıkarılma halinde kıdem tazminatı alması ve işsiz kaldığı, iş aradığı dönemde bu parasını harcamasıdır. Fon gelince bu tür bir uygulama olmayacağından işçinin, iş arama ve işsizlik dönemi parasız geçecektir. Bu dönemde İşsizlik Sigortası Fonundan işsizlik ödeneği alabilme durumu da olabilmektedir ama bugünkü haliyle işsizlik ödeneği işçinin alıştığı yaşam seviyesini koruyacak düzeyde ödenek vermemektedir. (en düşük 334, en yüksek 669 TL)
3-Fon’un geleceği belirsiz
Getirilmesi düşünülen Kıdem Tazminatı Fonu’nun en büyük handikaplarından birisi fonu devletin yönetecek olmasıdır. Eski Tasarrufu Teşvik Fonu (TTF), eski Konut Edindirme Yardımı Fonu (KEY) ve halen yaşama mücadelesi veren İşsizlik Sigortası Fonu gibi amacı dışında kullanılma ve fonun gelirlerinin devletçe çarçur edilmesi tehlikeler mevcuttur. Mesela asla amacı dışında kullanılmayacak denilen İşsizlik Sigortası Fonu şu an devlet tarafında, GAP müteahhitlerine, bölünmüş yol çalışmalarında harcanmaktadır. Mesele 2011 Haziran ayı Fon verilerine göre; İşsizlik Sigortası Fonundan geçmiş yıllarda 9.202.720.793,23.-TL GAP kapsamında Hazine Müsteşarlığı hesaplarına aktarılmıştır. 2011 yılında ise 253.163.254,75.-TL aktarım yapılmıştır.
Bu sebeple Kıdem Tazminatı Fonu kurulması, kıdem tazminatının kaldırılmasının yıllara yayılması anlamında gelecektir. Yıllar süresince de devlet işverenlere ödettiği fon primlerini tepe tepe kullanacak, ilk ödeme 10 yıl sonra olacağı için de 10 yıl sonra iktidarda olan hükümet de geçmiş hükümetleri suçlayıp, fonda para yok diyecektir.
4-Kıdeme esas ücret de düşecek
Halen geçerli olan kanunlara göre kıdem tazminatı ödenirken 30 günlük ücret bulunurken, geriye doğru bir yıl içinde işçiye ödenen her türlü maddi menfaatler dikkate alınmaktadır. Yani, servisler, işyerinde verilen yemekler, özel sigorta yardımları gibi para ve para ile ölçülebilen her türlü ödemeler kıdem tazminatında dikkate alınıyor ama fon gelirse bu iş bitecek. Sadece işçinin (işverence SGK’ya bildirilen) brüt ücretine göre fona prim ödeneceğinden işçilerin kıdem tazminatına esas ücretleri düşecektir.
5-Kayıtdışı çalışanların kıdemi yok olacak
Ülkemizde, gerçekte brüt ücreti 2500 YTL olan bir çalışanın, SSK’ya asgari ücret olan 837 YTL’den bildirildiği bilinen kayıtdışılıklardan biridir. İşte bu işçi şu an işten kıdem tazminatı alma hakkıyla ayrıldığında muhatap işveren olduğu için gerçek ücreti olan 2500 YTL’den ödenmesini temin edebilmektedir. Kıdemi işveren değil de 10 yıl sonra fon öderse 837 YTL’yi dikkate alarak ödeyecektir. Tabi, tamamen kayıtdışı olanlar da işyerlerinden ayrılırken, sigortasız da olsalar işverenden kıdem tazminatı alabilmektedirler ama fon gelirse, fondan tek kuruş alamayacaklardır.
6-Gazetecilerin kıdemine tavan gelecek
Fon gelirse SGK’ya bildirilen tavan ücret baz alınacağından 5440,50 TL. halen 5953 sayılı Basın-İş Kanunu gereğince kıdem tazminatı alan kamuoyunda 212’li denilen basın çalışanlarının kıdem tazminatı tavanı da bu rakam ile sınırlı olacak. Aylık brüt ücreti bu rakamdan yüksek olan basın çalışanları Fondan sonra kıdem tazminatını tavanlı olarak alacaklar.
Fon gelirse işçinin işyerine bağlılığı biter
Mevcut kıdem tazminatı uygulamasının kaldırılıp yerine getirilmesi düşünülen kıdem tazminatı fonunun işçiler için olumlu olumsuz yönlerinden bahsettik.
Şimdi de işverenler için olumlu olumsuz yönlerini ele alıyoruz.
İşverenler aslında kıdem tazminatının tamamen kaldırılmasını talep ediyorlar bunu örgütleriyle de yüksek sesle dile getirip, uluslar arası sermayenin güçlü örgütleriyle (OECD, İMF, Dünya Bankası gibi) ülkemize baskı da yaptırıyorlar. Örgütsüz olan işçiler ise buna karşın yüksek ses çıkaramıyorlar. İşçi ile işveren arasında sorun olan kıdem tazminatı meselesine devlet ise müdahil olup, kıdem tazminatını kaldıralım diyerek işvereni memnun eder görünürken, yerine kıdem tazminatı fonu getirelim diye işçilere de şirin görünmek istiyor ama asıl amacı işçi-işveren arasında borç alacak ilişkisi yaratan devasa kıdem tazminatını fon kurarak kendi cebinde toplamaktır.
Kıdem tazminatı işçinin sonraya bırakılmış alacağıdır…
TİSK gibi bir işveren örgütü kıdem tazminatı yükünün işverenlerin sırtında çok yük oluşturduğunu ve bazı küçük ve orta ölçekli işletmeler için sermayelerin sıfırlanması riski ile karşı karşıya geleceklerini iddia ederek, kıdem tazminatının tamamen kaldırılmasını fon bile kurulmamasını istemektedirler. Ancak, kıdem tazminatına yüklenen anlamlardan birisi de “Ücretin sonraya bırakılmış hali” olmasıdır. Öyleyse, şirketlere yük olarak gösterilen kıdem tazminatları gerçek anlamda, işverenin sonraya bıraktığı ücrettir ve işçiden işverenine borçtur. Bu nedenle yük ise tıpkı bankadan alınan kredi gibidir. İşverenler bankalarda kredi aldıklarında ve kredi borçları da arttığında, “ borçlarımız çok arttı, kredi baskısı yaşıyoruz, bankaları kapatın” diyemiyorlarsa, benzer şekilde kıdem tazminatları birikti bunu kaldırın dememeleri gerekir.
www.memurhaber.blogspot.com
İşverenler için olumlu yönleri;
1-Kıdem tazminatı borçlusu işveren olmayacak
Kıdem tazminatı fonunun uygulamaya girmesi halinde, işyerinde çalışanlar işçileri için işveren Fona her ay SGK’ya bildirdiği kazanç toplamının yüzde 4 veya 8’i oranında (tasarı daha net değil) her ay fona prim ödeyecek ama işçilerine kıdem tazminatı ödemesi yapmayacak. Kıdem tazminatının borçlusu Fon olacak. Bu sebeple işyerleri kıdem tazminatı yükü altında kalmayacak.
2-İşten çıkan/çıkarılana kıdem ödemeyecek
Mevcut uygulamada, işten kıdem tazminatı alacak şekilde çıkan veya işten çıkarılana kıdem tazminatı ödemek zorunda olan işveren Fonun devreye girmesi halinde işten çıkan veya çıkarılana kıdem tazminatı ödemek zorunda kalmayacak. Bu durumda işten çıkarma konusunda tereddüt etmeyecek. Ayrıca, askere gidene, evlenene, emekli olana da kıdem ödemek zorunluluğu olmayacak.
3-Mahkemelerden kurtulacaklar
Halen iş mahkemelerinin en büyük konularından birisi işçilerin, işverenlerinden alamadıkları kıdem tazminatı davalarıdır. Kıdem tazminatı fonu gelirse işçilerin, işten çıkma/çıkarılma durumlarında kıdem tazminatı borçlusu işveren olmayacağı için işveren bu tür davalara muhatap olmayacaktır. Yani, dava ile vakit kaybetmeyecek, avukatlık ve dava masrafları ile de karşılaşmayacaktır.
4-Daha çok işçi çalıştırabilecekler
Kıdem tazminatının kaldırılmasını talep büyük işveren örgütleri bunu talep ederlerken, kıdem tazminatı yükünden korkan işverenler işçi işe alma konusunda bu sebeple de tereddüt yaşıyor diyorlar. Kıdem Tazminatının kaldırılıp yerine fon uygulaması gelmesi halinde bu tür tereddütler de ortadan kalkacaktır.
İşverenler için olumsuz yönleri;
1-İşçiyi işyerinde tutamazlar Kıdem tazminatının fonksiyonlarından, özelliklerinden birisi de, işçinin işyerine ve işverene bağlılığının ödülüdür. Yani işçi işyerine ve işverene ne kadar uzun süre bağlı kalırsa o kadar çok kıdem tazminatı alacaktır. İşte, kıdem tazminatı bugünkü özelliklerini kaybederse yani kıdem tazminatı kaldırılıp yerine kıdem tazminatı fonu kurulduktan sonra artık işçinin işyerine ve işverene bağlılığı özelliği sona erecektir. Bu durumda da işçilerin işyerleri arasında gidip gelmesi yani İŞÇİ DEVRİ hızlanacaktır. O kadar hızlanacaktır bazen bir işçi bir günde 3 veya 4 defa işyeri değiştirecektir.
2-Kıdemini düşünen işçi işini bırakmaz
Bir işyerinde aylık 1000 lira ile 5 yıldan beri çalışan bir işçiye karşı fabrikadan 100-200 lira daha fazla ücret verildiğinde işçi 5 yıllık kıdemini yakmamak adına gitmemektedir. Ancak, 100 lira fazla ücret veren işyerine gittiği takdirde kıdeminin yanmayacağını bilen işçi çok sık işyeri değiştirecektir. Bu durumda işverenler nitelikli işçilerini çok daha rahat kaybedeceklerdir. Kaybeden de daha çok küçük ve orta ölçekli şirketler olacaktır.
3-İşverenlerin sermayeleri de fona aktarılacaktır
Kıdem Tazminatı Fonunu çok işçi çalıştıran işverenler ile bu işverenlerin işçileri istemiyor ama az işçi çalıştıran işverenler ile bunların işçileri istiyor. Yani büyük işverenler fonu istemiyor ama küçük işverenler istiyor.
Tıpkı, 506 Sayılı Kanun’un Geçici 20 inci Maddesi gereğince bazı özel banka ve borsaların çalışanları için SSK’ya prim ödemek yerine, kendilerinin emeklilik sandıkları kurması gibi çok işçi çalıştıran işverenler, kurulacak “Kıdem Tazminatı Fonu”na prim ödemek yerine bu primleri kendileri kullanmak, gerektiğinde kendi sandıklarından ve fonlarından kredi kullanabilmek istiyorlar. Küçük işverenler ise kıdem tazminatı yükü arttıkça ödeme sıkıntısına düşmemek için fona taraftarlar.
Ayrıca fon kurulursa halen SSK ve İşsizlik Sigortasına ödenen primlerden başka bir de her ay yüzde 4 veya 6 oranında kıdem tazminatı fonuna işveren ödeme yapacaklar. Yani devlete ödedikleri rakam artacak, devletin kasasına giren rakam da yükselecek.
Şu anda işyerinde çalışan işçileri için kıdem tazminatı karşılığı ayıran ve ayırdığı bu fonu da sermayesiymiş gibi kullanabilen işveren kıdem tazminatı fonunun kurulmasından sonra her ay belli oranda primi, devlete ödeyeceği için kendi kullandığı fonu, devlete kullan diye verecektir. Mesela, 100 işçisi olan bir fabrika aylık 200 bin lira brüt ücrete göre 8 bin ile 12 bin lirayı her ay fona gönderecektir ama fon olmasaydı bu ayırdığı parayı kendisi kullanabilmektedir.
4-Fonu işveren değil devlet kullanacak İşverenlere, mevcut vergi ve prim ödemeleri dışında yeni bir ödeme daha getirecek ve halen kendilerince kullanılan (özel) fonun devlet tarafından kullanılması sonucunu getirecektir. “Kıdem Tazminatı Fonu” çok işçi çalıştıran işverenler ile az işçi çalıştıranlar işverenlerin taraf olduğu ve devletinde yeni bir kaynak gözüyle bakarak talepkar olduğu bir DEV FON’u ortaya çıkaracaktır. Kıdem tazminatı fonunu da devlet 10 yıl boyunca tepe tepe kullanacaktır.
Samimi iseniz çalışanlar için “kıdem tazminatı garanti fonu” getirmelisiniz
Kıdem tazminatı fonu gelsin diyenler en başta, sanki işçileri düşünüyorlarmış gibi bazı küçük işletmeler ile iflas eden şirketlerin işçileri kıdem tazminatlarını alamıyorlar O nedenle fon gelmeli diyorlar…
Madem işçiyi bu kadar düşünüyorsunuz, madem derdiniz kıdem tazminatını işverenden tahsil edemeyen işçiler, kıdem tazminatı uygulamasına hiç dokunmayın üstüne “Kıdem Tazminatı Garanti Fonu” kurun ki samimiyetinizi gösterin.…
Yani, kıdem tazminatı uygulaması aynen kalsın, işverenden kıdem tazminatını alamayan işçilere paralarını ödemeleri için fon kurulsun…
İşverenler için Kredi Garanti Fonu
Uygulamada olan bir “Kredi Garanti Fonu” var. Biliyorsunuz, bankalar kriz ortamında kredi vermekten korkuyorlar ve verdikleri kredinin geri gelmeme ihtimalini öne çıkarıyorlar. Hükümet de buna karşın, “Kredi Garanti Fonu” kurup, işverenlerin ödeyemedikleri kredileri bu fona yüklemeye ve bankaları rahatlatıyor…
Bakın, bankaları kapatalım, kredileri biz verelim Kredi Fonu kuralım demiyorlar, krediyi yine bankalar versin ama biz de bankalara kredisini geri ödeyemeyen işverenleri rahatlatalım diyorlar. O zaman aynı şeyi işçiler yani çalışanlar için de düşünmeliler…
www.memurhaber.blogspot.com
İşçiler için de Kıdem Tazminatı Garanti Fonu gelmeli
Yeniden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız olan Faruk ÇELİK, daha önceki konuşmalarından birisinde, “Kıdem tazminatında “bireysel fon oluşturulması” seçeneğini uygun gördüklerini belirtip, “Bize göre en doğru çıkış yolu bireysel fon. Yani işveren, işçi başına fona prim yatıracak, biz de bunları denetleyeceğiz” demişti. Ardından da, mevcut kıdem tazminatı uygulamasının ise işçi aleyhine olduğunu savunup, atılan kişiye kamu dışında hiçbir özel sektör kurumunun kıdem tazminatı ödemediğini ileri sürüp, “Sorun da bu. Biz işçi kendi isteği ile ayrıldığında da fondan yararlanmasını sağlayacağız” demişti.
Yani diyordu ki biz işçileri çok düşünüyoruz Onlardan bazıları kıdem tazminatını işverenlerinden alamıyor o nedenle fon getireceğiz. Peki öyleyse işçileri, çalışanları bu kadar çok düşünüyorsanız, derdiniz çalışanların kıdem tazminatlarını tam olarak almaları ise buyurun “Kıdem Tazminatı Garanti Fonu” kurun.
Mevcut haklara ise dokunmayın…
“Allahım kendim için bir şey istiyorsam namerdim sen anneme güzel bir gelin nasip et “ türü bir yakıştırma ile biz işçilerin kıdem tazminatını elinden alıp işi sulandırmak istemiyoruz, onların kıdem tazminatlarını eksiksiz almaları için uğraşıyoruz diyenler gerçekten samimi iseler. Mevcut kıdem tazminatı haklarına dokunmadan, bu haklarına ulaşamayanlara yardımcı olacak çözümler peşinde koşarlar.
***Evlenen kızlarımız kıdemlerini alıp çeyizlerini alabilsinler,
***Askere giden gençlerimize askerde harçlık lazım,
***Emekli olan çalışanlarımı hayallerini gerçekleştirebilsinler,
***İşten atılanlar üç kuruş işsizlik ödeneği bittikten sonra da hayatlarını idame ettirebilsinler,
***İşvereni kendisine haksızlık eden çalışan haklı sebeple işini bırakınca aç kalmasın,
***Anasını-babasını-eşini kaybedenler acılarını hafifletebilsinler.
4- Dönüp-dolaşıp kıdemi kaldırmayı gündeme getiriyorlar
Son 10 yıldır söz dönüp dolaşıp kıdem tazminatlarının kaldırılmasına geliyor, ara sıra yoklama çekiyorlar bakıyorlar halk tava gelmiş mi? Ses çıkaran yok mu var mı? Diye yokluyorlar. Sesinizi çıkarmazsanız kaldırırlar bu hakkınızı. Öte yandan bugün sadece işçilerin kıdem tazminatı tartışma konusu edilmektedir. Ama tartışma sonucunda kıdem tazminatında bir indirime gidilirse bu, memurları da etkileyecektir. Zira, kıdem tazminatına paralel olarak kamu çalışanlarına da emekli olduklarında çalıştıkları her yıla karşın bir aylıkları ikramiye olarak verilmektedir. Kıdem tazminatı kalkarsa memurların ikramiyesi de kaldırılacaktır.
Özellikle AB’yi örnek gösterip (ki sadece dört AB ülkesinde kıdem tazminatı uygulaması yasal olarak yok ama TİS’ler ile var) Kıdem tazminatının kaldırılmasını isteyenlere bir çift sözüm var;
· AB ülkeleri seviyesinde asgari ücret,
· AB ülkeleri seviyesinde aile ve çocuk yardımları,
· AB ülkeleri seviyesinde sosyal güvenlik yardımları,
· AB ülkeleri seviyesinde emekli aylıkları,
· AB ülkeleri seviyesinde sosyal güvence,
· AB ülkeleri seviyesinde sendikal haklar, işçilerimize tanındıktan sonra ancak kıdem tazminatına sıra gelebilir. İnanıyoruz ki yukarıdaki haklara sahip olacak işçilerimiz kıdem tazminatı istemeyeceklerdir.
***Çalışanların hayallerine sakın dokunmayın Ülkemiz işçileri, Avrupa ülkeleri arasında en düşük ücret seviyesine sahiptir ve AB'nin bizi almaktan korktuğu yönlerden biri de 20 milyonluk ucuz işgücünün Avrupa içine akın etmesi gerçeğidir.
Düşük ücret seviyesi ile çalışanlarımızın en büyük hayali ise kıdem tazminatlarıdır. İşverenden alacakları bu toplu para ile ev, arsa, araba almak ya da oğluna işyeri açmak amacında olan işçilerimizin elinden şimdi bu HAYALLERİNİN de alınması gündemde. Zaten düşük ücret ile emeklilikte alacakları kıdem tazminatı ile hayal kuran işçilerimizin hayallerini de elinden almaz umarım, zira asgari ücret ile açlık seviyesinde yaşayan işçilerin ellerinden hayallerini de alırsanız, çıkabilecek sosyal patlamaların önünde kimse duramaz. Unutmayın, hayal ve ümidi kalmayanların, kaybedecek bir şeyi olmaz.
Haberimizi Paylaşmak için aşağıdaki butonları kullanabilirsiniz.

Paylaş | |

Yasal Uyarı: Sitemizde yayınlanan haberler ve köşe yazıları yukarıdaki butonlar kullanılarak veya aktif link verilerek kullanılabilir.www.memurhaber.blogspot.com

Hiç yorum yok